Deprem – afet konutu tahsis talebi – yazlık evi bulunan kişinin hak sahipliğinin kabul edilip edilememesi
İsteğin Özeti: Davacı tarafından, deprem nedeniyle ağır hasara uğrayan konutundan dolayı hak sahibi kabul edilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, davacının aynı yerde hasarsız konutunun bulunduğu anlaşıldığından, Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesi uyarınca hak sahibi kılınmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddi yolunda verilen Bursa 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2000 gün ve E: 2000/702, K: 2000/1501 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Abdurrahman Şimşeksoy’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının ağır hasara uğrayan konutlarından dolayı, hasarsız ikinci bir konutunun bulunması nedeniyle hak sahibi kabul edilmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, aynı gerekçeyle reddi yolunda verilen kararın; sözü edilen hasarsız konutun, davacının yaz-kış oturabilecek nitelikte olup olmadığının tespitiyle, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmediğinden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Günay Erden’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 29. maddesinin 1. fıkrasında, yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel binalarla, imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılacağı veya kredi verileceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 4. fıkrasında ise, kendisine veya eşine ait o yerde aynı cins müstakil hasarsız başka bir binası veya dairesi olan ailelere bina ve inşaat kredisi verilemeyeceği kuralına yer verilmiştir.
7269 sayılı Yasaya dayalı olarak çıkarılan ve 28.8.1968 gün ve 12988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinde de, afetten doğrudan doğruya veya dolaylı olarak zarar gördükleri tespit edilen veya zarar görmeleri muhtemel bulunan kimselerden, kendisine veya eşine ait o yerde müstakil başka konutu veya dairesi bulunanların hak sahibi sayılmayacağı, bu gibilere yeniden konut yapılamayacağı ve konut kredisi verilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen yasa ve yönetmelik hükümleriyle güdülen amacın; sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak, afetlerin genel hayata etki derecesi ve oluşturduğu ekonomik kaybın boyutu da dikkate alınarak, afete maruz kalan vatandaşların en temel ihtiyaç olarak beliren konut ihtiyaçlarını karşılamak ve böylece afet sebebiyle konutları oturulamayacak derecede hasar gören veya yıkılan kişilerin, bir an önce normal hayat düzenine kavuşturulması olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde ağır hasara uğrayarak yıkılan iki ayrı konutundan dolayı, idarece yapılacak kalıcı konutlardan hak sahibi olmak için yaptığı başvurunun, aynı yerde hasarsız üçüncü bir konutunun bulunması nedeniyle reddi üzerine açılan davayı aynı gerekçelerle reddeden idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, aynı yerde hasarsız olduğu belirtilen konutunun “”… Sitesi C Blok D: 33 …”” adresini oluşturan 47 m²
². kullanım alanı olan ve ancak yaz aylarında 1,5-2 ay süreyle kullanılabilen yazlık ev niteliğinde olduğu ileri sürülmüştür.
Afete maruz kalan konutundan dolayı hak sahibi kabul edilmemesini gerektirecek hasarsız ikinci bir konutun, davacının tıpkı hasara uğrayan konutlarının sağladığı yaz-kış barınma ihtiyacını karşılayacak nitelikte bulunması gerekmektedir. Yasa ve yönetmelikte sözü edilen hasarsız ikinci bir konutun varlığıyla ifade edilen hususun bu olduğunda kuşku yoktur.
Bu durumda, idare mahkemesince gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, davacının ailevi durumu da göz önünde bulundurularak, aynı yerde hasarsız olduğu belirtilen taşınmazının, yaz-kış oturabilecek nitelikte bir konut olup olmadığının tespitiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz isteminin kabulüyle, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2000 gün ve E: 2000/702, K: 2000/1501 sayılı kararının bozulmasına 10.2.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Danıştay Kararı – 11. D., E. 2001/1548 K. 2004/544 T. 10.2.2004