Ölenin farazi desteğinden yoksun kaldıklarını iddia eden davacıların, ilerde ölenin maddi desteğine muhtaç olabileceklerinin kabulü hayatın olağan akışına, Türk örf, âdet ve geleneklerine uygun düştüğünün kabulü gerekir.
19.HD.22.12.1995, E. 7680 – K.11614)
Ana ve babanın ihtiyaçları olmasa dahi, evladın onlara yardım etmesi, yaşamın alışılmış gereklerine göre doğal ve ahlaki bir ödevdir.
11.HD.18.05.1974, 1820-1686 (YKD.1975/12-53)
Ana babanın maddi durumları iyi olsa bile, ilerde çocuklarının maddi desteğine muhtaç olabileceklerinin kabulü, hayatın olağan akışına uygun olur.
HGK.17.10.1973, 899 -798
Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı yetişkin bir insanın anne ve babasına her halükarda ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin miktarı tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak değişebilirse de çocuğun hiç destek olmayacağı kabul edilemez.
4.HD.01.04.2003, E.2002/13497 – K.2003/3904
Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı, yetişkin bir insanın anne ve babasına her halükarda ve belirli bir düzeyde destek olacağını gösterir. Bu desteğin miktarı, tarafların yaşam düzeyi, sağlık, sosyal ve ekonomik durumları ile orantılı olarak miktar bakımından değişebilirse de çocuğun hiç destek olamayacağı kabul edilemez.
4.HD.29.11.2007, E.2007/13191 – K.2007/15103
Normal geçimini sağlayan bir kimsenin bir yakınını kaybetmesinden doğan destekten yoksun kalma tazminatını isteyemeyeceğinin kabulü Borçlar Kanunu’nun 45 inci maddesi 2 inci fıkrası hükmünün amacına aykırı düşer..
11.HD. 6.12.1974 E. 1974/3301 K. 1974/3477
Ölen kişi işsiz veya yaşı küçük olsa bile bu durumun tüm yaşamı boyunca devam edeceği anlamına gelmez. Böyle bir sonuç hayatın olağan akışına da uygun düşmez. Kaldı ki, olayımızda ölen kadının “ev kadını” olduğu anlaşılmaktadır. Herhangi bir gelir ve kazancı bulunmasa bile, “ev kadını” olarak ailesine birçok yönden desteği bulunduğu, davacıların yoksun kaldıkları bir zararlarının olduğu hayatın olağan akışının gereği olarak kabul edilmelidir. Bu itibarla, davacı eş ve çocukların, kadının ölümü nedeniyle uğradıkları zararları uzman bilirkişiye hesaplattırılarak hüküm altına alınması gerekirken, sorumluluk hukuku ilkelerine aykırı düşen bilirkişi görüşünün benimsenerek isteğin reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4.HD.06.03.2000, E.1999/11287 K.2000/2046
Emekli iken yaşamını yitiren desteğin, emekli de olsa, kalan ömrü süresinde, ev ve çarşı pazar işleri gibi günlük işleri yaparak, aile bütçesine asgari ücret düzeyinde katkı sağlayacağı göz önüne alınıp net asgari ücret üzerinden davacı eş yararına destekten yoksun kalma tazminatı hesaplattırılması gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilmeyerek, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davacı eşin destekten yoksun kalma tazminatı isteminin tümden reddedilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
4.HD.17.06.2010, E.2009/10653 – K.2010/7338
“Destek” kavramının yalnızca parasal katkı şeklinde anlaşılması gerekmez. Yaşlılık veya hastalıkta ya da ihtiyaç duyulan diğer durumlarda yapılan ev işleri, bakım gibi hizmet ve yardımlar da destek kavramı içerisinde sayılır. BK’nun 45. maddesi gereğince bu tür hizmet ve yardımlar da destek kabul edilip bunların karşılığı olarak maddi tazminat ödenmesi gerekir.
Buna göre 79 yaşında olan desteğin olay tarihinde gelir getiren bir işte çalıştığı ispatlanamasa bile yukarıda belirtilen şekilde eşine vereceği desteğin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteğinin tümden reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
4.HD.17.04.2008, E.2007/8981 – K.2008/5368
Desteğin, davacı eşine pasif dönemde destek vermeyeceğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır.
Mahkemece, davacı eşin emekli maaşı alacağı gerekçesiyle pasif dönem zararı hesaba katılmamıştır. Oysa, destek zararı ölenin pasif dönemini de kapsar. Desteğin, davacı eşine pasif dönemde destek vermeyeceğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı eşin pasif dönemdeki artırımsız destekten yoksun kalma zararının da belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile pasif dönem zararının reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
4.HD.20.02.2009, E.2008/7818 – K.2009/2466
Yaklaşık 20 yıla yakın bir zaman çalışan bir işçinin tazminatlarından vazgeçecek şekilde hizmet aktini feshetmesi hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi. çalıştığı uzun süreyi feda edecek şekilde somut bir olgudan da bahsedilmemektedir. Kıdem tazminatının reddi hatalıdır.
Ücretin ödendiğinin ispat külfeti davalı işverene aittir. Davalı işveren ücretin ödendiğini davacı imzasını içeren bordro ya da benzeri belge sunarak ispat etmelidir. Ücret alacağı konusunda belge bulunmadığı gerekçesi ile davacı aleyhine değerlendirilerek bu alacağın reddi isabetsizdir.
9.HD.10.11.2003, E.2003/6330 – K.2003/18969