ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİ – YÜKLENİCİNİN TESLİMDEKİ TEMERRÜDÜ SONUCU KENDİLERİNE AİT BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN KİRAYA VERİLMEMESİ SONUNUN UĞRANILAN GECİKME TAZMİNATI ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ
- Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi – yüklenicinin teslimdeki temerrüdü sonucu kendilerine ait bağımsız bölümlerin kiraya verilmemesi sonunun uğranılan gecikme tazminatı alacağının tahsili istemi
- Zamanaşımı – 5 yıl – eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar beş yıllık zamanaşımına tabidir
Davacı arsa sahiplerince 12.04.2011 dava tarihinde gecikme tazminatı alacağının bir kısmı talep ve dava edilmekle gecikilen dönem için tüm alacağın dava tarihinde muaccel hale geldiği, kısmi davada gecikme tazminatının talep edilmeyen bölümü yönünden zamanaşımı süresinin de dava tarihinden başlayıp zamanaşımını durduran ve kesen sebepler bulunmadığından beş yıllık zamanaşımı süresinin 04.02.2019 ıslah tarihinden önce 12.04.2016 tarihinde dolduğu ve davalılar tarafından ıslahla artırılan bölüm için süresinde zamanaşımı defiinde bulunulduğundan, mahkemece davanın 10.000,00 TL üzerinden kabul edilip, ıslah ile artırılan talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme ile ıslah ile artırılan bölümle ilgili de kabul kararı verilmesi ve istinaf başvurusunun reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenicinin teslimdeki temerrüdü sonucu kendilerine ait bağımsız bölümlerin kiraya verilmemesi sonunun uğranılan gecikme tazminatı alacağının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın ıslahla artırılan miktar da dikkate alınarak kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilince yapılan istinaf başvurusu … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nce esastan reddedilmiş, bu karar yine davalılar vekilince yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacılar arsa sahipleri, davalılar yüklenicidir. … 1. Noterliği’nde taraflar arasında davacılara ait arsa ve sözleşmede ada, parsel numaraları belirtilen arsaların tevhidi sonucu oluşacak parsel üzerinde inşaat yapımı için 10.03.2000 gün 19893 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Dosya kapsamı ve hükme esas olunan bilirkişi raporu ile arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin 18.01.2009 tarihinde tamamlanıp teslim edilmesi gerekirken 12.04.2011 dava tarihine kadar bitirilip teslim edilmediği ve dava tarihi itibariyle davacı arsa sahiplerinin18.01.2009 temerrüt tarihinden dava tarihine kadar sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/I. maddesinde ifade edilen gecikme tazminatını istemeye hak kazandıkları anlaşılmaktadır.
Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan BK’nın 126/4, davadan sonra yürürlüğe giren TBK’nın 147/6. maddesi hükmünce eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar beş yıllık zamanaşımına tabidir. BK’nın 128, TBK 149. maddesine göre zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacaktır. BK 132, TBK 153, BK 133, TBK 154, BK 135, TBK 156, BK 136, TBK 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi sebepleri ile yeni sürenin başlaması ve süresi ile alacaklının fiili ile zamanaşımını kesen haller düzenlenmiştir.
Dairemizin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen yerleşik içtihat ve uygulamalarında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerine dayalı gecikmeye bağlı ceza-i şart ve gecikme tazminatı taleplerinde, arsa sahipleri yüklenicinin temerrüdü üzerine hemen dava açmaya zorlanamayacakları ve ifayı bekleyerek gecikmeden doğan zararlarını isteyebileceklerinden zamanaşımı süresinin inşaatın tamamlanıp teslim edildiği tarihten itibaren işleyeceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 12.11.2007 gün 2007/4025 Esas, 2007/7085 Karar, 14.10.2010 gün 2010/3391 Esas, 2010/5310 Karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.02.200 gün 2009/15-13 Esas, 2009/53 Karar sayılı ilamları ile benzer içtihatları ).
Ancak gecikme tazminatı cezası alacağının muaccel (istenebilir ) olduğu tarihle ilgili az yukarıda açıklanan ilke ve kuralın temerrüde rağmen gecikme tazminatı-cezasının tahsili için dava ya da icra takibinde bulunulmamış olması halinde uygulanması mümkün olup, temerrütten sonra ve teslimden önce, arsa sahibinin gecikme tazminatı-cezası için kısmi dava açması ya da icra takibinde bulunması halinde dava-icra takip tarihine kadar oluşacak gecikme ve tazminatı alacağının tamamı dava-takip tarihinde muaccel olacaktır. Doktrin ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da kabul edildiği üzere kısmi dava-takip halinde de zamanaşımı dava veya takip konusu edilen alacak için kesilecek, fazlası için işlemeye devam edecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince, davacı arsa sahiplerince 12.04.2011 dava tarihinde gecikme tazminatı alacağının bir kısmı talep ve dava edilmekle gecikilen dönem için tüm alacağın dava tarihinde muaccel hale geldiği, kısmi davada gecikme tazminatının talep edilmeyen bölümü yönünden zamanaşımı süresinin de dava tarihinden başlayıp zamanaşımını durduran ve kesen sebepler bulunmadığından beş yıllık zamanaşımı süresinin 04.02.2019 ıslah tarihinden önce 12.04.2016 tarihinde dolduğu ve davalılar tarafından ıslahla artırılan bölüm için süresinde zamanaşımı defiinde bulunulduğundan, mahkemece davanın 10.000,00 TL üzerinden kabul edilip, ıslah ile artırılan talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme ile ıslah ile artırılan bölümle ilgili de kabul kararı verilmesi ve istinaf başvurusunun reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulüyle … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Diresi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün davalılar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 Sayılı Kanun’un 11. maddesiyle yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 267,80 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalılara iadesine, 6100 Sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 21.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY – 15. HUKUK DAİRESİ – E. 2020/1643 – K. 2020/2512 – T. 21.9.2020