Deprem – deprem sonrası konutu orta hasarlı olarak tespit edilen davacı tarafından, konutun ağır hasarlı olduğu ileri sürülerek, kalıcı konut hak sahipliğinden yararlandırılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemi
Dava, 10.4.2003 tarihinde Seferihisar’da meydana gelen deprem sonrası konutu orta hasarlı olarak tespit edilen davacı tarafından, konutun ağır hasarlı olduğu ileri sürülerek, kalıcı konut hak sahipliğinden yararlandırılması için yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İzmir 4. İdare Mahkemesi 24.11.2005 gün ve E.-2004/1256, K:2005/1212 sayılı kararıyla; 10.4.2003 tarihinde meydana gelen depremden sonra aynı yerde çok sayıda artçı deprem meydana gelmiş olması nedeniyle, davacıya ait konutun ilk hasar tespit işleminin tesis edildiği tarihteki durumunun saptanması mümkün olmadığından keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmediği, bu nedenle dosyada mevcut belgelere göre karar verilmesinin gerektiği, dosyada mevcut belgelere göre, depremden hemen sonra, hasar değerlendirme komisyonu tarafından yapılan, davacının konutunun orta hasarlı olduğu yolundaki hasar tespit işleminde hukuka aykırılık görülmediğinden davacının kalıcı konut hak sahibi sayılmamasına ilişkin işlemde de hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi: Burakhan Melikoğlu
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: Dr. Ülkü Özcan
Düşüncesi:İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 13. maddesinin 1. fıkrasında, yapılacak işlemlere esas
olmak üzere İmar ve İskan Bakanlığınca kurulacak fen kurulları tarafından, afetin meydana geldiği arazinin durumu ile bütün yapıların ve kamu tesislerinin inceleneceği ve hasar tespit raporu düzenleneceği hükme bağlanmış; aynı maddeye 4864 sayılı Kanun ile eklenen fıkrada ise, yapılacak asıl işlemlere esas olmak üzere, fen kurulları tarafından düzenlenen teknik mahiyetteki hasar tespit raporlarına mahallî ilân tarihinden itibaren otuz gün içinde itiraz edilebileceği ve hasar tespit raporlarının ancak asıl işlemlerle birlikte dava konusu edilebileceği, gayrimenkulleri kesin bir şekilde hasarsız olarak tespit edilenlerin veya gayrimenkullerinin hasar tespiti hiç yapılmayanların, yargı yoluna gitmeden önce, mahallî ilân tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili idareye başvurmalarının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
4864 sayılı Kanunun 1. maddesinin gerekçesinde ise, artçı depremlerle hasar oranlarının değişebilmesi gibi nedenlerle ve Danıştay yerleşik içtihatları ile paralellik sağlanması amacıyla hasar tespit işlemlerinin raporların nihaî ve icraî bir işlem gibi münferiden dava konusu edilmemesi yönünde düzenleme yapıldığı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 29. maddesinde, yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarla imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılacağı veya kredi verileceği hükmüne yer verilmiştir.
7269 sayılı Kanun uyarınca yürürlüğe konulan Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 22. maddesinde ise, hak sahipliği ve itiraz konusundaki nihai kararın Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca verileceği kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal ve yönetsel düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, bir hazırlık işlemi olan hasar tespit raporlarının düzenlenmesinden, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai işlem olan hak sahibi sayılmama işleminin tesis edilmesine kadar geçen süreçte meydana gelebilecek artçı depremler sonucu hasar durumunda oluşabilecek değişikliklerin de hak sahipliği konusunda nihai işiemi tesis etmek yetkisini haiz olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca dikkate alınması gerektiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 10.4.2003 tarihinde Seferihisar’da meydana gelen deprem sonrası konutu orta hasarlı olarak tespit edilen davacı tarafından, süresinde talep ve taahhütname verildiği, ancak, konutunun az hasarlı olduğu belirtilerek hak sahibi sayılmadığı, bu sefer, davacı tarafından, artçı depremler sonucu konutundaki hasarın arttığı ve ağır hasarlı durumuna geldiği ileri sürülerek, hak sahipliği konusunda nihai işlemi tesis etmekle yetkili olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığına, hak sahibi sayılmak için başvurulduğu, Bakanlıkça, idare mahkemesince verilecek karar göre işlem tesis edilebileceği belirtilerek, başvurunun reddedilmesi üzerine temyize konu davanın açıldığı, açılan dava sonucunda idare mahkemesince, artçı depremler sonucu hasar durumunun değişmiş olması nedeniyle, ilk hasar tespit işleminin tesis edildiği tarihteki durumun saptanması mümkün olmadığından keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmediği, bu nedenle dosyada mevcut belgelere göre karar verilmesinin gerektiği, dosyada mevcut belgelere göre, depremden hemen sonra, hasar değerlendirme komisyonu tarafından yapılan, davacının konutunun orta hasarlı olduğu yolundaki hasar tespit işleminde hukuka aykırılık görülmediğinden davacının kalıcı konut için hak sahibi sayılmamasına ilişkin işlemde de hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, hak sahipliği konusunda, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca, idari davaya konu olabilecek, kesin ve icrai nitelikteki işlem tesis edilene kadar meydana gelebilecek artçı depremler sonucu, ilk hasar tespit işleminde belirlenen hasar durumunun değişmesi durumunda, hak sahipliği konusunda nihai işlem tesis edilirken, bu değişikliğin de dikkate alınması; hak sahibi sayılmama durumunda, bu işleme karşı açılacak davalarda, idare mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, artçı depremler sonucu oluşan hasarın da dikkate alınması suretiyle, nihai hasar durumunun tespit edilmesi gerekirken, ilk hasar tespit işleminin tesis edildiği tarihteki durumunun saptanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 24.11.2005 gün ve E:2004/1256, K:2005/1212 sayılı kararının yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 18.5.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Danıştay Kararı – 11. D., E. 2006/2373 K. 2007/5290 T. 18.5.2007