PROFOSYONEL FUTBOLCU SÖZLEŞMESİ
- profosyonel futbolcu sözleşmesi
- asgari ücret
- maçbaşı ücreti
- şampiyonluk primi
- maçbaşı ücreti
…Davacı, davalı kulüp ile aralarında 15.08.2010 tarihli profosyonel futbolcu sözleşmesi ve 2011 – 2012 futbol sezonu alacaklarının düzenlendiği bila tarihli protokol bulunduğunu, bu sözleşme ve protokol gereği kendisine ödenmesi gereken 2011-2012 sezonundan 77.000,00 TL net para alacağı, 9.705,00 TL maçbaşı alacağı ve 2010-2011 sezonundan da 48.500,00 TL olmak üzere toplam 135.250,00 TL’nin ödenmediğini, alacağının ödenmesi için keşide edilen ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya dair hak ve alacaklar saklı tutulmak suretiyle 50.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş; 30.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 50.000,00 TL şampiyonluk prim alacağı dahil talep miktarını 135.205,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı kulüp vekili, futbolcuya değişik tarihlerde ödemeler yapıldığını, 15.10.2010 ve 12.10.2010 tarihlerinde davacı futbolcuya toplam 6.000,00 TL para cezası verildiğini beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 69.709,42 TL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 16.06.2017 tarih, 2016/13243 esas, 2017/7562 karar sayılı ilamı ile taraflar arasında düzenlenen 15.08.2010 tarihli profosyonel futbolcu sözleşmesinin Ödemeler ve Özel Hükümler başlıklı 3. maddesi ile asgari ücret ve maçbaşı ücretinin; protokol başlıklı belge ile 2011/2012 futbol sezonu için net para ödemesi, şampiyonluk primi ve maçbaşı ücretinin düzenlendiği; hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise profosyonel futbolcu sözleşmesindeki asgari ücrete ilişkin düzenleme dikkate alınmaksızın, sözleşme ve protokoldaki diğer ücret kalemleri hesaplamaya dahil edilerek futbolcu hakedişinin belirlendiği, bununla birlikte davalı kulüp ödemeleri tasnif edilmeyip, banka tarafından yapılan ödemeler toplamının 148.495,58 TL olduğu saptanarak sonuca gidildiği bu haliyle bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı konusunun uzmanı bilirkişiden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve savunmalarını karşılar nitelikte rapor alınarak, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiş mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında konusunun uzmanı bilirkişiden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve savunmalarını karşılar nitelikte rapor alınarak, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmadan sonra bilirkişi raporu alınmış ise de anılan rapordan ayrılarak hesaplama ve mahsup işlemi yapılarak sonuca gidilmiştir. Bu haliyle bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiği söylenemez. Mahkemece bozmaya uyulmakla davacı lehine usuli müktesep hak doğar. Hal böyle olunca, bozma ilamımızda belirtilen hususlarda konusunun uzmanı bilirkişiden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların iddia ve savunmalarını karşılar nitelikte rapor alınarak, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir….16/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2020/3186 K. 2020/4268 T. 16.9.2020
Av. Arb. Özkan Ertekin – www.ertekinhukuk.com.tr