I- AÇIKLAMALAR
1- Karakolda, savcılıkta şikâyetten vazgeçme beyanı tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.
Ceza davası açıldıktan sonra da, hakim huzurunda (sadece) şikayetçi olunmadığının beyan edilmesi de hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açma hakkını ortadan kaldırmaz. Tazminat hakkının kaybedilmesi için, ayrıca ve açıkça yargıç huzurunda “maddi ve manevi tazminat istenmediği” beyan edilmeli ve bu beyan kesin olmalıdır.
Şikayetten vazgeçme beyanları, çoğunlukla trafik kazalarında sanığın tahliyesini sağlamak için yapılmakta olup, bu aşamada “şikâyetçi olunmadığına ilişkin” beyanlar bağlayıcı değildir.
2- Ceza mahkemesinde şikâyetten vazgeçmenin tazminat hakkına etkisi
a) 5237 sayılı TCK 73.maddesi 7.bendine göre: “Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.”
Görümdüğü gibi, 5237 sayılı TCK’na göre, ceza davasında yargıç huzurunda şikâyetten vazgeçildiği sırada, ayrıca kişisel haklardan da vazgeçilmemiş ise, tazminat isteme hakkı ortadan kalkmaz. Buna karşılık kişisel haklardan da vazgeçildiği (ayrıca) açıklanmış ise, artık tazminat isteme hakkı kaybedilir.
II- YARGITAY KARARLARI
Aşağıdaki Yargıtay kararları incelenirken, kamu davasında şikâyetçi olunmamasının hukuk mahkemesinde açılacak tazminat davalarına etkisi konusunda, eski ve yeni ceza yasaları arasındaki (yukarda açıklanan) farklar ile yeni 5237 TCK’nun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girdiği gözönünde bulundurulmalıdır.
(1) Hakim önünde gerçekleşmeyen vazgeçme, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.
a) Hazırlık aşamasında şikâyetten vazgeçme, hukuk mahkemesinde tazminat isteme hakkını ortadan kaldırmaz.
b) Vazgeçmenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, hem kamu davası açıldıktan sonra hakim önünde gerçekleşmeli ve hem de bu vazgeçmeyle kamu davası düşmelidir.
c) Kamu davasının açılmasından sonra ve hakim önünde gerçekleşmeyen vazgeçme hukuk davası açılmasına engel değildir.
4.HD.19.07.2005, E.2004/13369 – K.2005/8500
(2) Zarar görenin hukuk davası dışında vazgeçmesinin hukuki sonuç doğurabilmesi için, kamu davası açıldıktan sonra “hakim huzurunda” şikayetten vazgeçmiş olması ile birlikte ayrıca şahsi haklarından da vazgeçtiğini açıklamış olması gerekir. (5237/ TCK.m.73/7)
4.HD.06.03.2006, E.2005/3344 – K.2006/2188
(3) 5237 sayılı TCK’na göre, kişisel haklardan da vaçgeçildiği (ayrıca) açıklanmamışsa, şikâyetten vazgeçme tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.
11.HD.04.02.2008, E.2007/14886 – K.2008/943
(4) Hakim önünde gerçekleşmeyen vazgeçme, hukuki sonuç doğurmaz.
Zarar görenin hukuk davası dışında vazgeçmesinin hukuki sonuç doğurabilmesi için hem “vazgeçme kamu davası açıldıktan sonra hakim önünde gerçekleşmeli” ve hem de “bu vazgeçme ile kamu davası düşmeli”dir.
11.HD.06.05.2002, E.2002/679 -K.2002/4339
(5) Vazgeçme, kişisel hakkından feragat niteliğinde değilse, geçerli değildir.
Özellikle davacının ceza kovuşturması sırasında davalı hakkındaki şikayetinden vazgeçmesi kişisel hakkından feragat niteliğinde bulunmadığından davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
19.HD.13.4.1993, E. 92/18731 – K. 93/2776
(6) Vazgeçme ile kamu davası düşmüş olsa dahi, tazminat hakkı ortadan kalkmaz.
Davacının ceza dosyasındaki vazgeçmesi sadece sanığın cezalandırılmasını önlemeye yönelik olup, vazgeçme ile ceza davası düşmüş olsa dahi 5237 sayılı yeni TCK 73-74 maddelerinin (Eski TCK. 111.maddesinin) amacı itibariyle bu vazgeçme, tazminat istemi yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Bir başka anlatışla, davacının isteyebileceği tazminat bakımından davalıyı ibra ettiği sonucuna varılamaz. Bu sebeple davanın esasına girilip hasıl olacak sonucuna göre bir karar vermek gerekir.
11.HD.20.12.1993, E.2305 – K.8526
(7) Vazgeçme, kamu davası açıldıktan sonra hakim önünde gerçekleşmeli” ve vazgeçme ile kamu davası düşmelidir.
Türk Ceza Kanununun 111. maddesine (5237 s.TCK 73-74) göre, kamu davasının düşmesi, cürümden zarar gören şahsın davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı “kişisel hakkını ayrıca saklı tutmamış ise” artık hukuk mahkemesinde dahi dava açamaz. Görülüyor ki, zarar görenin hukuk davası dışında vazgeçmesinin hukuki sonuç doğurabilmesi için hem “vazgeçme kamu davası açıldıktan sonra hakim önünde gerçekleşmeli” ve hem bu vazgeçmeyle kamu davası düşmelidir.
HGK. 07.12.1988, E. 1988/4-78 – K.1988/ 992
(8) İbraname başlıklı belge ve ceza davasında şikayetten vazgeçilmiş olması davacının tazminat istemini ortadan kaldırmaz.
Tazminat hakkının kaybedilmesi için, vazgeçme nedeniyle ceza davasının düşmüş olması ve aynı zamanda kişisel haklar saklı tutulmuş ya da tutulmamış olmalıdır.
Ceza davasındaki vazgeçmenin hukuk mahkemesinde açılan tazminat davalarına etkisi, 2918 sayılı KTK.nun 111. maddesi nedeniyle azaltılmıştır. Anılan maddeye göre “Karayolları Trafik Yasasından kaynaklanan hukuki sorumlulukları ortadan kaldıran ya da daraltan anlaşmalar geçersizdir.” Buna göre “ibraname başlıklı belge ve ceza davasında şikayetten vazgeçilmiş olması davacının tazminat istemini ortadan kaldırmaz.” 2918 sayılı KTK.nun 111. maddesinin yanı sıra”, TCK. 111. maddesine (5237 s.TCK 73-74) göre de ceza mahkemesindeki vazgeçmenin hukuk mahkemesindeki tazminat davasını etkilemesi, ancak iki şartın birlikte gerçekleşmesi ile mümkündür. Bunlardan ilki vazgeçme nedeniyle ceza davasının düşmüş olması, ikincisi de kişisel hakların saklı tutulması ya da tutulmamasıdır.
Dava konusu somut olayda ceza davası vazgeçme ile düşer nitelikte bulunmadığına göre, ikinci şartın gerçekleşmesini (kişisel hakların saklı tutulup tutulmadığını) aramaya gerek kalmamıştır.
4.HD.26.04.1999, 1970-3687
(9) Dava,haksız eylem nedeniyle yaralanmadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. TCK.nun 456/2. maddesinde öngörülen eylemlerin takibi şikayete bağlı olmayıp ceza davası da vazgeçme ile düşmediğine göre, kişisel hakların saklı tutulmasına ilişkin olan ikinci koşulun varlığına gerek bulunmamaktadır. Bu durumda davacının ceza yargılaması sırasındaki vazgeçmesi tazminat istemesine engel değildir. Öyleyse davacının uğradığı zararın kapsamı belirlenerek ve varılacak uygun sonuca göre karar verilmelidir. (765/m.456/2, 111)
4.HD.01.02.2005, E.2004/7168 – K.2005/658
(10) İş kazasında işçinin yaralanmasından dolayı, işveren hakkında açılan kamu davasında işçinin şikayetçi olmadığını açıklamış olması, maddi ve manevi tazminat isteme hakkını ortadan kaldırmaz. Çünkü, TCK.nun 459/2. maddesi uyarınca açılan kamu davası şikayete bağlı değildir. Bu durumda aynı Kanunun 111. maddesinin uygulanması olanağı yoktur. Bu nedenle maddi ve manevi tazminat istekleri incelenmelidir.
9.HD.18.12.1995, E.1995/21135 – K.1995/35624
(11) Takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda, davacının ceza yargılaması sırasındaki vazgeçmesi tazminat istemesine engel değildir.
765 Sayılı TCK’nın 111.maddesi gereğince kamu davasının düşmesi cürumden zarar gören kişinin davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı kişisel haklarını ayrıca saklı tutmamış ise, artık hukuk mahkemesinde tazminat alacağını dava edemez. Somut olayda davacının 45 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığının bildirilmesi üzerine davanın takibi şikayete bağlı olmaması sebebiyle kamu davası açılmış, açılan bu dava davacının mahkemede davadan feragat etmesi sebebiyle değil, davalıya atılı bulunan suçun dava ve şikayete tabi olması ve davacının hazırlık tahkikatı sırasında şikayetinden vazgeçmesi sebebiyle düşmüştür. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken incelenmemesi bozmayı gerektirmiştir.
21.HD.12.06.2006, E.2006/4898 – K.2006/6306