ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN EDİMİN İFASI SIRASINDA MEYDANA GELEN KAZADAN DOĞAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ
- Eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifası sırasında meydana gelen kazadan doğan maddi ve manevi tazminat talebi
- Eser sözleşmesi ilişkisinde konunun uzmanı yükleniciler olduğundan gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü de yüklenicilere aittir
- Yüklenici, eser sözleşmesi ile yüklendiği edimini yerine getirirken veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerekli tüm tedbirleri almakla ödevlidir
- Yüklenici, işçi sayılamayacağından iş sahibinin denetimine de tâbi değildir
- Yüklenicilerin, iş sahibine karşı Türk Borçlar Kanunu’nun 472. maddesi hükmünden kaynaklanan sadakat borcu ve aynı Kanun’un 471. maddesi hükmüne dayalı özen borcu söz konusudur
- Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifası sırasında meydana gelen kazadan doğan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 99.630,49 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. ….
2- )Taraflar arasında 12.06.2014 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Adi yazılı şekilde düzenlenen bu sözleşmede işi alan davacının sözleşmede belirtilen denizlikler, iç dış cephe yapımı, kaba sıva, iç daire kaba ince sıva, damın havalesi, binanın etrafı, perde betonlar, kaba ve ince inşaatın yapımı ve bitimi dahil bütün tamiratların yapımı konusunda 12.000,00 TL’ye anlaştığı yazılıdır. Söz konusu sözleşme ile davacı, belirli bir bedel karşılığında davalıya ait binanın bir kısım inşaat, tamirat ve tadilat işlerini yapmayı üstlendiğinden, taraflar arasındaki ilişki, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında eser sözleşmesinin ifası sırasında yüklenici yada iş sahibinin cismani zarara uğraması yada ölmesi halinde kusur incelemesinin, eser sözleşmesi hükümlerine göre yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Eser sözleşmesi ilişkisinde konunun uzmanı yükleniciler olduğundan gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü de yüklenicilere aittir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de, sadece bu mevzuata göre yüklenicinin kusuru belirlenemez. Çünkü, yüklenici işinin uzmanı sayılan, sorumlu meslek adamıdır. Yüklenici, eser sözleşmesi ile yüklendiği edimini yerine getirirken veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerekli tüm tedbirleri almakla ödevlidir. Yüklenici, işçi sayılamayacağından iş sahibinin denetimine de tâbi değildir. Yüklenicilerin, iş sahibine karşı Türk Borçlar Kanunu’nun 472. maddesi hükmünden kaynaklanan sadakat borcu ve aynı Kanun’un 471. maddesi hükmüne dayalı özen borcu söz konusudur. Türk Borçlar Kanunu’nun 471. maddesi hükmüne göre, yüklenicinin sorumluluğu, aynı Kanunu’nun 396. maddesinde belirtilen işçinin hizmet akdindeki sorumluluğu gibidir. Ancak, iş sahibine nazaran bağımsız çalışması, işin ehli olması da göz önünde bulundurularak sorumluluğu hizmet akdine göre çalışan işçiye nazaran daha ağır kabul edilmektedir. İş sahibinin zarara uğramasına neden olmaktan kaçınması, yüklenicinin “özen borcu” kapsamındadır. Açıklanan bu hukukî sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Bu durumda mahkemece, yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olduğuna göre yeniden oluşturulacak eser sözleşmeleri konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunacağı bilirkişi kurulundan eser sözleşmesi hükümlerine göre taraflara yüklenen kusur oranı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek ve bulunacak kusurun hesaplanan maddi zarara uygulanarak sonucuna uygun karar verilmesi ve nispi ilam harcının da hükmedilecek toplam tazminat miktarı üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre hesaplanarak kararda gösterilmesi gerekirken, taraflar arasındaki eser sözleşmesine rağmen iş güvenliği mevzuatına göre kusur incelemesi yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi ve fazla miktarda ilam harcına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 gün 2019/516 Esas, 2019/3842 Karar sayılı ilamı )….15.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ – E. 2019/2292 – K. 2020/2425 – T. 15.9.2020 – Av. Arb. Özkan ERTEKİN