FUTBOLCU – DAVALI SPOR KULÜBÜ BÜNYESİNDE ÇALIŞTIĞININ TESPİTİ İSTEMİ
- Futbolcu – davalı spor kulübü bünyesinde çalıştığının tespiti istemi
- Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu kararıyla kabul edilen Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı
- Hizmet tespiti davası – hak düşürücü süre
Dava, 1981-1982 ve 1982-1983 yılları arasında davalı spor kulübü bünyesinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı F1 Kulübü Gençlik ve Spor Kulübü Derneği vekili, davacının taleplerinin 506 sayılı Kanun’un 79/10.maddesi ve diğer hükümlerine göre 5 yıllık hak düşürücü süreye uğradığını, davacının iddia ettiği dönemlerde çalışmasının olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı SGK Başkanlığı vekili, 506 sayılı Kanun’un 79/8.maddesine göre 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, Kurumun fer’i müdahil olduğundan dava masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece mahkemesince ; “…. tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; davacının davalı F1 Külübü nezdinde 24/10/1979 – 30/06/1980 ve 08/07/1981 – 29/06/1983 tarihleri arasında çalıştığı ancak dava dilekçesi ile 1981 – 1983 tarihleri arasındaki süreyi dava konusu ettiği talepten fazlasına hükmedilemeyeceği dikkate alınarak” gerekçesiyle
“Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
Davacı N1 Tc kimlik numaralı K1’ın F1 Kulübü’ne ait 44439.35 sayılı işyerinde, 08/07/1981-29/06/1983 tarihleri arasında 712 gün, günün asgari ücreti üzerinden çalıştığı ve bu çalışmasının davalı kurum SGK’ ya bildirilmediğinin TESPİTİNE,” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı F1 Kulübü Gençlik ve Spor Kulübü Derneği vekili, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyanla, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Kurum vekili, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Kurumun davalı sıfatının kaldırılarak fer’i müdahil konumunda olması gerektiğini, Kurumun yargılama giderlerinden müteselsil sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, tanık anlatımlarını destekleyici yazılı belgeler olmadan eksik araştırma ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyanla, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince ”….. davalıya ait 44439.35 sicil numaralı işyerinden 24.10.1979 işe giriş tarihli bildirge mevcut ise de, dava dışı 20415 işyeri sicil numaralı F2 Kulubü tarafından 1979/3 dönemi 90 gün, 1980/3 döneminde 30 gün sigortalılık bildirimi bulunduğu ve 30.07.1980 tarihinde çıkışının verildiği, dönem bordrolarında ismine rastlanmadığı, 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesi gereğince 1981-1982, 1982-1983 yıllarının sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından önce davanın açılması gerektiği, davanın açıldığı 30.12.2013 tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin fazlasıyla geçtiği; sonuç itibariyle 1981-1982, 1982-1983 yılları kapsayan döneme ilişkin çalışma iddiası yönünden, bildirimi yapılmayan günlerin tespiti istemini içeren davanın hak düşürücü süre geçirilerek açıldığı belirlenmekle, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle
“Davalı F1 Kulübü Gençlik ve Spor Kulübü Derneği ve davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının Kabulü ile; Ödemiş 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi’nin 29.11.2016 tarih, 2013/756 Esas ve 2016/935 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-) Hak düşürücü süre nedeniyle davanın REDDİNE, ” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davacı vekili “F1 Kulübü tarafından SGK’ya sunulan 24.10.1979 tarihli işe giriş bildirgesi mevcuttur. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından onaylanan 23.10.1979 başlangıç tarihli ve 08.07.1981 başlangıç tarihli Tek Tip Profesyonel Futbolcu Kira Sözleşmeleri ile müvekkilin F2 Kulübü tarafından F1 Kulübü’ne kiralandığı açıktır. – Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2014/11563 E., 2015/7549 K., sayılı 08.04.2015 tarihli içtihadı uyarınca; “davalı Spor Kulübünce davacı adına 05.07.1998-01.02.1999 tarihleri arasında Kurum’a yapılmış hizmet bildirimi ve dava konusu dönemi kapsayan ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nca onaylı profesyonel futbolculuk sözleşmesi var iken, hizmet sürelerinin mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru olmamıştır” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
- F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, 1981-1982, 1982-1983 yılları arasında F1 Kulübünde futbolcu olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun’un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa’nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa’nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Öte yandan sigortalının mesleğine yönelik çalışma ve ispat koşulları ile hak ve yükümlülüklerini düzenleyen yasa ve diğer mevzuat hükümlerinin, çalışma olgusunun kanıtlanmasında gözönünde tutulması gerektiği de açıktır.
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu kararıyla kabul edilen Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı ile profesyonel futbolcuların transferleri, çalışma şartları ve kulüpler ile profesyonel futbolcuların hak ve yükümlülükleri belirlenmektedir.
Talimat, profesyonel futbolcuyu; bir kulüple yazılı sözleşme yapmış olan ve kendisine futbol faaliyetleri kapsamında yaptığı harcamalardan daha fazla miktarda ödeme yapılan kişi olarak tanımlamıştır. Bu tanımın dışında kalan tüm futbolcular amatör futbolcu kabul edilir ve profesyonel resmi lig ve kupa müsabakalarında oynayamazlar. Futbolcunun, bir kulüpte profesyonel veya amatör olarak oynayabilmesi için bağlı olduğu kulübü adına TFF nezdinde tescil edilmiş olması zorunludur. Profesyonel futbolcunun bir kulüp adına tescil edilebilmesi ve lisans verilebilmesi için kulübü ile sözleşme imzalaması ve tarafların bu sözleşmeyi TFF’ye tescil ettirmeleri zorunludur. Sözleşme, örneği TFF tarafından hazırlanan ve taraflarınca imzalanması ispat şekli açısından zorunlu olan tip profesyonel futbolcu sözleşmesi veya geçici transfer sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aylık asgari ücret tutarının altında olmamak kaydıyla ücretin sözleşmede belirlenmesi de zorunludur.
Bunun yanında profesyonel futbolcunun sözleşme ile hizmet ilişkisi kurduğu kulübün; TFF Yönetim Kurulu tarafından kabul edilerek yürürlüğe giren TFF Futbol Kulüpleri Tescil Talimatına göre futbol dalında faaliyeti bulunan, mevzuata uygun olarak kurulmuş ve TFF tarafından tescil edilmiş dernek ve şirket niteliğinde olması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına ilk kez dava dışı 20415 işyeri sicil numaralı F2 Kulubü tarafından 01.07.1979 tarihli işe giriş bildirgesi verildiği, 1979/3 dönemi 90 gün, 1980/3 döneminde 30 gün F2 Spordan sigortalılık bildiriminde bulunulduğu ve 30.07.1980 tarihinde çıkış verildiği, sonraki hizmetlerinin 1989/1 döneminde dava dışı başka işyerinden bildirildiği, 44439 işyeri sicil numaralı F1 kulubünden verilen 24.10.1979 tarihli işe giriş bildirgesi ve Türkiye Futbol Federasyonu tarafından gönderilen sözleşme örneklerine göre, 08.07.1981-29.06.1983 tarihleri arasında F1 ile tek tip profesyonellik sözleşmesi ve 23.10.1979-30.06.1980 tarihleri arasında kiralayan F1 ile kiraya veren F2 Kulubü arasında davacının kiralandığına dair sözleşme bulunduğu, 44439.35 sicil numaralı F1 Klübü’nden verilen 1981/1-2-3 dönem bordrosunda yalnızca K4’in isminin bulunduğu, 1982-1983 yıllarında sigortalı bildiriminde bulunulmadığı, davalı kulübün 1970-2007 arası yasa kapsamında olduğu, davacının 12/11/1979-12/07/1981 arası askerlik yaptığı, ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan süreyle askerlik süresinin 5 gün kadar çakıştığı, anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının 08.07.1981-29.06.1983 tarihleri arasında, F1 ile Türkiye Futbol Federasyonu tarafından onaylanmış tek tip profesyonellik sözleşmesinin varlığına rağmen, F1daki bildirimin F2 Kulübünden yapılan bildirim nedeniyle kesintiye uğrayıp uğramadığı ve sonrasına ilişkin zamanaşımını kesen belge olmadığından davada hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davacı adına dava dışı F2 Spor Kulübü tarafından 01/07/1979 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği ve F2 Spor Kulübü tarafından davacının davalı F1 Kulübüne kiralandığı, kira sözleşmesi gereği bu defa F1 Kulubünden 24.10.1979 tarihli işe giriş işe giriş bildirgesi verildiği, kulüpler arasındaki kira sözleşmesi nedeniyle davacının çalışmasının kesintiye uğramadığı, 08.07.1981-29.06.1983 tarihleri arasında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nca onaylı profesyonel futbolculuk sözleşmesinin varlığı hususları birlikte değerlendirildiğinde hak düşürücü sürenin sözkonusu olmadığı,anlaşılmıştır.
Yapılacak iş; hak düşürücü süre nedeniyle reddolunan hizmet tespiti istemi yönünden işin esasına girerek dosyada yer alan tüm delilleri bir arada değerlendirmek ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…. 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Yargıtay Kararı – 21. HD., E. 2019/2911 K. 2020/796 T. 13.2.2020 Av. Arb. Özkan Ertekin – www.ertekinhukuk.com.tr